Galler Teknik Direktörü Robert Page, maçtan önce “Galler duvarını iyi kurmak zorundayız” demişti. Dörtlü savunmaları, biz atak girişiminde bulunurken, beşli yerleşiyordu. Kendi yarı sahalarında çok kalabalık kalmayı tercih etmişlerdi. Bu yüzden gol beklentimiz yükselemedi. İlk devre şut girişimleri dışında, Cengiz ve Kerem’in hareket alanlarını rakip iyi daralttı. Çok çalışan Barış elinden geleni yaptı.
Morrel’in kırmızı kartı görmesinden sonra Galler, ceza sahası önüne çift katlı otobüsü park itti. Bireysel beceri veya çok iyi kullanılacak duran toplar, böyle kapanan takımları açmak için en önemli arayışlar içinde yer alır. Bir türlü net gol pozisyonu bulamadık.
Son 30 dakikaya girerken Kuntz, Arda’yı oyuna aldı. Anahtar pas atacak ve Galler duvarını aşacak bir hamle olarak düşündü herhalde… Böyle kapanan rakipler karşısında penaltı kazanırsan, kaçırmayacaksın. Hakan Çalhanoğlu hangi köşeye vuracağını kaleci Ward’a hissettirince, Galler kalecisi penaltıyı kurtardı. Böyle anlar moral bozar. Maçı kazanamayacağız duygusu ortaya çıkar. Barış yine sahneye çıktı. Umut’a mükemmel top attı. Onun kafa vuruşu ile, çok istediğimiz gole kavuştuk.
Arda, neler yapabileceğini dün akşam bütün dünyaya attığı golle gösterdi. Kontrolü, kaleye bakışı ve vuruşu için özel makale yazılabilir. Seni kutluyorum Arda…
Bu maçı kazanarak, şimdilik yolumuzu rahatlattık.
Ercan Taner
